Friday, October 2, 2015

Birinci Sınıf Ebeveyn!

Okula yeni başlayan bir çocuğun kaliteli bir iletişime ihtiyacı vardır. Günümüzde yaş seviyesi itibari ile çocuğu 1.sınıf öğrencisi olup da ailenin kendisinin birinci sınıf bir öğrenciye karşı sorumluluklarının ne olduğunu bilmeyen birçok aile mevcut. Yani öğrenci yaş seviyesi olarak hazırdır ama ebeveyn 1.sınıf bir öğrenciyle olan iletişime hazır değildir aslında. Daha düne kadar çocukça neşesine ortak olduğu evladına  okul hayatı başladığında takınılan 'eğlence bitti' edalı bakış açısı ailelerin en büyük handikapı.

Bir insanın gelecek hayat kalitesi yetişkinlerin bakış kalitesine ve iletişimine bakar. Bu kaliteyi yakalamada göstereceğiniz formasyon için de bir kaç hususu dile getirmekte fayda var kanısındayım:

1) 1.sınıfa başlayan çocuğunuzu öğrenci olarak değil evladınız olarak sevin.

2) Çocuktan erişkin davranışlar beklemeyin.Sorumluluk sahibi geleceğini düşünen bir birey beklentisi ailenin kendi kuruntusu olur.Ufkunuzdaki beklentiler aşama aşama gerçekleşecektir.

3)Sizi karşılıksız seven ve size karşı gözleri ateş paresi gibi yanan cıvıl cıvıl bir ruh haleti karşısında muhatap olacak duyguyu yansıtmayı bilin.

4) Okula yeni başlayan bir çocuktan ödev kahramanı olamasını beklemeyin.Çocuklar 10 dakikada bir sıkılıp eğlenceli vaktinden hemen sonra tekrar ödevlerini yapmayı bilecektir.Ancak sizler tarafından çocuğun heyecanı söndürülmezse.

5)Çocuğunuzun davranış dillerini geliştireceği birinci sınıf dönemi sorumluluk alışkanlıklarının da edinildiği bir dönemdir. Ödevler işbirliğine açık olmayı ve sorumluluk duygusunu kazanmayı hedefler.Çocuğunuzun ödevlerini siz yaparsanız, evladınızın alması gerektiği  sorumlulukları üzerinize alarak onun sorumsuzluğuna sebebiyet verirsiniz.

6)Ödevlerini eksik yaptığında bırakın kendisi okulda hatalarıyla yüzleşsin.Siz öğretmeniyle iletişimi sağlıklı tutarak çocuğunuzun gayretlerini artıracak pedogojik adımlar atmayı deneyin.

7) 'Her çocuk özeldir' klişesini her ebeveyn kullanırken okul hayatı çerçevesinde çocuğumuzu akranlarıyla kıyas etmekten de geri durmayız.Evet her çocuğun temsil kişilikleri farklı olup öğrenme stilleri çerçevesinde de renkli bir yapıya sahiptirler.Belki görsel bir öğrenci okumayı aralık ayında öğrenecek , işitsel bir öğrenci ocak ayında , dokunsal bir öğrenci de şubat ayında öğrenecektir. Bu durumu göz önünde tutarak biricik çocuğunuzu ikinci bir çocukla kıyas etmeyin.

8) Küçücük omuzlarına büyük hedefler koyarak hayattan erken bıkmasına sebebiyet vermeyin. Unutmayın çocukça dediğimiz evre evladınızın ilk 4 yıl eğitimine dahildir. Çocukça sevmesine müsaade edin.

9)Çocuğunuz 1.sınıfa okur-yazar olmak için gider, entellektüel olmak için değil. Bu yaşta sosyalleşmesine ve kendi başına iş yapabilmesini öğrenecek adımlar için fırsattır.Bırakın öğretim adına bazı doneleri geç öğrensin, önemli olan eğitim.İyi bir öğrenci değil 'iyi bir insan' olmasını hedefleyin.

10)Öğretmenini sevmeyen bir öğrenci için yapmanız gereken öğretmeniyle iletişime geçmek olacaktır.Zira bu sevgi yoksa hayat kalitesi adına düşündüğünüz ürünler birinci sınıf kalitede,
çocuktan çıkmayacaktır.

Özetle ifade edecek olursak her çocuk yaşı geldiğinde okula hazırdır.Fakat her aile birinci sınıfa başlayan çocuğuna karşı sorumluluklarını bilecek kadar pedagojik anlamda hazır değildir.Bizim asıl sorunumuz da bu olsa gerek...

0 comments: